Türk savunma sanayi yurt dışına 10,2 milyar dolarlık sözleşme! Cumhurbaşkanlığı Silah Üretim Başkanlığı’nın Antalya’da düzenlenen ‘Savunma ve Havacılık Sektöründe Küresel Stratejiler Konferansı’ ikinci gününde Savunma Endüstrisi Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Türkiye’nin silah üretimindeki ilerlemelerini paylaştı. Uluslararası ilişkilere ve siyasete değinen Prof. Dr. Haluk Güngör, Rusya-Ukrayna savaşının, NATO’nun ve Avrupa’nın neredeyse unuttuğu geleneksel tehditleri yeniden gündeme getirdiğini ifade etti. Dünya güvenlik durumuna baktığımızda, Ukrayna haricinde 2022’de 56 ülkede silahlı çatışma yaşandığını belirten Prof. Dr. Güngör, bunların üçünde Ukrayna, Myanmar ve Nijerya’da 10 binden fazla yaşamın kaybedildiğini aktardı. NATO’nun Vilnius Zirvesi’nde müttefik ülkelerin, özellikle Rusya-Ukrayna savaşından çıkarılan dersler ışığında, oldukça önemli bir bildirge üzerinde uzlaştıklarını açıklayan Prof. Dr. Haluk Güngör, bu bildirgeyle, savaş ekonomisi mantığına hızla geçiş yapılmasının hedeflendiğini dile getirdi.
NATO’NUN UKRAYNA’DAN ALDIĞI ÜÇ DERS
NATO müttefiklerinin Ukrayna’dan aldığı üç önemli ders olduğunu belirten Prof. Dr. Güngör, “Birincisi, Rusya gibi bir geleneksel tehdit karşısında sıcak çatışma ortamında ihtiyaçların hızla üretilip teslim edilebileceği bir silah üretim kapasitesinin oluşturulması. İkincisi, savunma üretim zincirlerinin özellikle müttefikler arasında iş birliğinin artırılmasıyla hızlandırılması, mevcut sorunların tespit edilerek çözülmesi. Üçüncüsü, müttefiklerin NATO standartlarında ürettikleri ekipman ve mühimmatın birbiriyle uyumlu hale getirilmesi. Bu acil ihtiyaçlar, Avrupa savunma ve güvenlik ortamının ve devletlerin savunma harcamalarına ve iş birliğine bakışlarının hızla değişmesine yol açmıştır” şeklinde konuştu.
NATO İHALELERİ İÇİN TÜRK ŞİRKETLERE DAVET
NATO ülkelerinin %2’lik taahhüdünün, savunma harcamalarında büyük artışlara yol açacağını vurgulayan Prof. Dr. Güngör, bu durumun NATO’yu üyeleri ve işbirliği yaptığı 50 ülkeden oluşan geniş ve küresel bir pazara dönüştürdüğünü belirtti. NATO Savunma Yatırım Programı’nın, 2024 yılında Askeri ve Sivil Bütçeler için 8 milyar eurodan oluştuğunu ancak bu miktarın 2028’e kadar 17 milyar euroya çıkarılacağını ifade eden Prof. Dr. Güngör, şu çağrıyı yaptı:
“Tüm şirketlerimize NATO ihalelerine katılım için yüksek hedefler belirlemelerini özellikle öneriyorum. NATO’nun uzun vadeli geliştirme programlarına ve hazır alım ihalelerine şirketlerimizin büyük önem vermesi gerekmektedir. Başkanlık olarak NATO ihaleleri ve iş olanaklarına ilişkin endüstri farkındalığını artıracak çalışmalar yapacağız. Ancak asıl sorumluluk, ürünlerini NATO pazarına sunacak olan şirketlerimizdedir. Üretici firmalarımız eskiden devletin duyurduğu ihalelerle yetinmek zorunda kalırken, şimdi NATO’nun farklı ajansları, komutanlıkları ve karargahları kendi web sitelerinde ilan ettiği ihaleler düzenlemektedir. Şirketlerimize mesajım şudur; Türkiye NATO’nun önemli ve saygın bir üyesidir. Kurallara ve şartnamelere uygun tekliflerle hazırlandığınız ihalelerde diğer üyelerle eşit şansa sahip olacaksınız.”
DÖRT ŞİRKET SIPRI TOP 100 LİSTESİNDE
Son olarak SIPRI’nin yayınladığı listede geçen yıl Aselsan, Baykar, TUSAŞ ve Roketsan olmak üzere dört firmanın SIPRI Top 100’e dahil olduğunu belirten Prof. Dr. Haluk Güngör, “Bu listede ABD’nin 42, Çin’in 8, İngiltere’nin 7, Fransa’nın 5, Almanya’nın ve Türkiye’nin 4’er firma ile yer alması, bugün geldiğimiz noktayı daha iyi göstermektedir. Geleneksel krizlerin savunma harcamalarını artırdığı bir ortamda, özellikle Avrupa’daki müttefiklik ilişkilerinde artan talebi, yüksek teknoloji, kalite, uygun maliyet ve hızla karşılayabilecek bir avuç ülkenin içindeyiz. Bu durum, Türkiye’nin önemine, gücüne ve tarihsel sorumluluğuna dair birçok şey anlatmaktadır. Türk savunma sanayisi, gelişen teknolojisi ve artan ihracat kapasitesiyle dünya çapında birçok ülkenin takdirini kazanmıştır” dedi.
‘SAVUNMA SANAYİİ 185 ÜLKEYE 230 ÇEŞİT ÜRÜN İHRAÇ ETTİ’
Türkiye’nin son 22 yıldaki savunma sanayisindeki gelişimini de anlatan Prof. Dr. Haluk Güngör, şunları söyledi:
“2002’de sadece 248 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatı, yıldan yıla büyük oranda artmıştır. 2022’de 4 milyar 364 milyon dolar olan savunma ve havacılık sanayi ihracatı rakamı, 2023’te %27’lik bir artışla 5,5 milyar dolara yükselmiştir. İnsansız hava araçları başta olmak üzere helikopterler, kara araçları, deniz araçları, silah ve mühimmatlar, füze sistemleri, elektronik ve radar sistemleri üreten firmalarımız, 2023’te toplam değeri 10 milyar 240 milyon doları aşan sözleşmeler imzalamışlardır. Savunma sanayimiz son 10 yıl içinde dünya genelinde farklı coğrafyalarda bulunan 185 ülkeye 230 çeşit ürün ihraç etmiştir. Kilogram başına ihracat tutarı Türkiye’de ortalama 1,57 dolar iken, savunma sanayimiz bu rakamı geçen yıla göre %14 artırarak kilogram başına ihracat değerini 65 dolardan fazla artırmış ve Türkiye ekonomisine ve dolaylı olarak toplumsal refaha önemli bir katkı sağlamıştır.” Konferans, yarın kapanış konuşmalarıyla sona erecek.
