CNN’nin ABD’li yetkililer ve istihbarat kaynaklarına dayandırdığı habere göre, Rusya’nın Suriye’deki Hmeimim hava üssü ve Tartus deniz üssü üzerindeki faaliyetleri dikkat çekiyor. Yetkililer, Rusya’nın Suriye’den güçlerini çekmeye başladığını, ancak bu hamlenin kalıcı olup olmayacağının sorgulandığını belirtti.
Tartus’un Kritik Önemi
Rusya’nın Tartus’tan ayrılması durumunda, NATO’nun güney kanadına karşı askeri varlık yansıtacak bir Akdeniz limanından mahrum kalabileceği vurgulandı. Jeopolitik açıdan önemli olan Tartus, Rusya’nın bölgedeki deniz operasyonları için kritik bir üs konumunda.
Askeri Çekilme ve Taşınma Faaliyetleri
Maxar kaynaklı uydu görüntüleri, 13 Aralık’ta Hmeimim hava üssünde iki AN-124 ağır nakliye uçağının yüklemeye hazırlandığını gösterdi. Görüntülerde bir Ka-52 saldırı helikopterinin demonte edildiği, S-400 hava savunma sisteminin parçalarının paketlendiği gözlemlendi.
Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığını Libya’ya kaydırdığı iddia edilirken, bu hareketin stratejik etkileri tartışma konusu oldu. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise Rusya’nın Suriye’den çekilmesine dair yorum yapmaktan kaçındı.
HTŞ ile Müzakere İhtimali
Haberde, Rusya’nın Hmeimim ve Tartus’taki varlığını sürdürebilmek adına Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile müzakere ihtimalinin gündeme geldiği de belirtildi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, bölgede kontrolü sağlayan unsurlarla temasın devam ettiğini belirterek, “Orada tesislerimiz ve personelimiz var” dedi.
Suriye’deki Son Gelişmeler
Suriye’de 27 Kasım itibarıyla rejim karşıtı gruplar ile Beşşar Esed güçleri arasında çatışmalar şiddetlenmişti. Özellikle Halep, İdlib, Hama ve Humus’ta üstünlük sağlayan gruplar, başkent Şam’a girerek rejimin kontrolünü tamamen sona erdirdi. Esed’in başkentten kaçmasıyla birlikte Baas Partisi’nin 61 yıllık iktidarı çöktü.
Aynı dönemde Suriye Milli Ordusu’nun başlattığı Özgürlük Şafağı Operasyonu kapsamında Tel Rıfat ve Münbiç PKK/YPG’den temizlenirken, Fırat’ın batısındaki terör yapılanmaları büyük ölçüde sona erdirildi.
Rusya’nın Suriye’den çekilmesi, bölgedeki güç dengelerini köklü bir şekilde değiştirebilecek kritik bir gelişme olarak değerlendiriliyor.