Hollanda’da İslam ve göçmenlik karşıtı söylemleriyle kasım seçimlerinde dikkat çeken bir zafer elde eden Geert Wilders, başbakan olmak için olası koalisyon ortaklarının desteğine sahip olmadığını açıkladı.
Wilders, çarşamba günü sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Ancak olası koalisyon ortaklarının tam desteğini alırsam başbakan olabilirim. Ancak bu şekilde gerçekleşmedi” ifadelerini kullandı.
Bu açıklama, basında yer alan ancak adı açıklanmayan kaynaklara dayanarak yapılan, koalisyon görüşmelerinde bir uzlaşma sağlandığı yönündeki haberlerin ardından geldi.
Aşırı sağcı liderin bu açıklaması, teknokrat bir hükümet kurulma olasılığını artırdı. Wilders’in hükümet başkanlığını üstlenmeyeceği görünse de kendisi ve Özgürlük Partisi, gelecek yönetimin güçlü bir itici gücü olmaya devam edecek.
Daha sonra Wilders, hâlâ başbakan olma isteğini sürdürdüğünü belirterek sosyal medya hesabından bir başka yorum daha paylaştı. Wilders, “Unutmayın: Yine de Hollanda’nın başbakanı olacağım. Daha fazla Hollandalının desteğiyle. Belki yarın, belki yarından sonraki gün. Çünkü milyonlarca Hollandalının sesi duyulacak!” dedi.
Wilders ayrıca, “Gerçekten sağcı bir hükümet istiyordum. Daha az sığınmacı ve göçmen. Hollandalılar her zaman birinci önceliğim. Ülkem ve seçmenlerime duyduğum sevgi, kişisel hedeflerimden daha büyük ve önemli” şeklinde konuştu.
22 Kasım seçimlerinin ardından Wilders’in partisi, 150 sandalyeli alt mecliste 37 sandalye kazandı.
Hükümet görüşmelerine katılan dört parti toplamda 88 sandalyeye sahip, bu da onlara sağlam bir çoğunluk sağlıyor.
Seçimlerden bu yana yapılan anketler, Wilders’in partisine olan destek artmaya devam ediyor.
Popülist aşırı sağın Avrupa genelinde kutuplaşmış siyasi ortamda yükselişi uzun süredir devam ediyor, ancak Wilders’in seçim zaferi özellikle şaşırtıcı oldu.
Wilders sık sık camilerin, İslam okullarının ve Kuran’ın yasaklanması yönünde çağrılarda bulunsa da, ocak ayında olası koalisyon ortaklarına verdiği tavizle yasakların uygulanmasına yönelik yasa tasarısını geri çekti.