Donald Trump’ın ABD başkanlığına seçilmesi, Ukrayna savaşında yeni bir dönemin habercisi oldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Trump göreve başlamadan önce Ukrayna’da belirlediği hedeflere ulaşmak için büyük bir taarruz hazırlığı yaparken, ABD’de Biden yönetimi ise Avrupa ülkeleri ve NATO aracılığıyla Kiev yönetimine desteği sürdürme çabasında.
Putin’in ilk hedefi olarak Kursk bölgesi öne çıkıyor. Rusya, Kuzey Kore ile yaptığı stratejik müttefiklik anlaşmasıyla yaklaşık 12 bin Kuzey Kore askerini cepheye gönderdi. ABD Dışişleri Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, doğu cephesinde 10 bin Kuzey Kore askerinin varlığını teyit etti. Putin’in, 50 bin kişilik bir orduyla Kursk bölgesini geri almak ve Ukrayna’nın doğusunda geniş kapsamlı bir taarruz gerçekleştirmek için hazırlık yaptığı belirtiliyor. Kremlin’in hedefi, Trump göreve başlamadan önce Ukrayna masasında eli güçlü olan taraf olmak.
Biden yönetimi ise son hamlelerini yapıyor. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile Brüksel’de Ukrayna savaşını görüştü. Blinken, “Ukrayna’ya ayrılan tüm fonların son dolara kadar kullanılacağını” belirterek, NATO üyelerini Ukrayna’yı yalnız bırakmamaya davet etti.
Bu arada, Ukrayna lideri Volodimir Zelenski, Trump yönetimine “yatırım fırsatları” sunarak ABD’nin ilgisini çekmeye çalışıyor. İddiaya göre Zelenski, Ukrayna’nın doğal zenginliklerini ABD’li şirketlere açma ve Ukrayna askerlerinin geri çekilmesi halinde ABD askerlerinin devreye girebileceği bir anlaşma önerdi. Bu tekliflerin Trump’ın dikkatini çektiği belirtiliyor.
Ukrayna savaşında stratejik bir dönemece girildiği ve Trump’ın göreve gelmesiyle birlikte ABD’nin pozisyonunun değişme olasılığının savaşın seyrine doğrudan etki edebileceği değerlendiriliyor.