Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik yoğun bombardımanları, başkent Kiev’deki ünlü Kiev Barajı’nı da hedef aldı. Kiev Barajı, Ukrayna’nın en büyük baraj göllerinden birine sahip ve rezervuarındaki milyonlarca metreküp suyun serbest kalması, başkent Kiev de dahil olmak üzere Dinyeper Nehri üzerinde yaşayan milyonlarca kişiyi ciddi bir tehlike altına sokabilir.
Dinyeper Nehri üzerinde yer alan 3 milyonluk Kiev ve 1 milyonluk Dnipro şehirleri, ayrıca Zaporijya, Çerkassi, Kremençuk gibi büyük şehirler ile Zaporijya Nükleer Santrali, potansiyel risk altında bulunuyor. Bu gelişmelerin yanı sıra, Ukrayna’nın işgali altındaki Kursk’taki nükleer santral yakınında patlamamış misket bombası bulunması, başka bir nükleer tehlike ihtimalini de gündeme getirdi.
Rus ordusu, 26 Ağustos’tan bu yana uzun menzilli yüksek hassasiyetli silahlar ve silahlı insansız hava araçlarıyla Ukrayna’nın enerji altyapısını hedef alıyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, bu saldırıların ülkenin enerji sisteminde ağır hasara yol açtığını açıklarken, Ukrayna Enerji Bakanı German Galuşçenko, enerji sistemindeki durumun “ağır” olduğunu belirtti.
Kiev’deki saldırılarda Kiev Barajı da isabet aldı ve çevresinde yangın çıktı. Baraj yakınındaki iki enerji tesisinin hasar görmesi nedeniyle elektrik kesintileri yaşanırken, yetkililer Kiev Hidroelektrik Santrali’nin doğrudan hasar almadığını duyurdu. Ancak Ukrayna basınında çıkan bazı haberlerde barajda küçük çaplı hasarlar meydana geldiği öne sürüldü. Enerji altyapısına yönelik bu saldırılar, Ukrayna’da özellikle Kiev’in kuzeyindeki barajın durumunu ve olası riskleri gündemin merkezine taşıdı.
Ukrayna’nın başkenti Kiev’e 20 kilometre uzaklıkta, Dinyeper Nehri üzerinde yer alan Kiev Barajı ve Hidroelektrik Santrali, son Rus saldırılarında hedef alındı. 1960’lı yıllarda Sovyetler Birliği döneminde inşa edilen bu yapı, ülkenin en büyük barajlarından biri olarak biliniyor ve kritik öneme sahip.
Kiev Barajı, 922 kilometrekarelik alanı kaplayan gölü ve 3,7 kilometreküp su hacmi ile Ukrayna’nın en büyük üçüncü su kaynağıdır. 1996’da kapsamlı bir yenilemeden geçen hidroelektrik santrali ise 440 megavat kurulu kapasitesiyle ülkenin en büyük hidroelektrik santrallerinden biri olarak öne çıkıyor.
Son saldırılar sonucunda, Kiev Barajı’nın zarar görmesi durumunda milyonlarca metreküp suyun serbest kalması, Dinyeper Nehri üzerinde bulunan Kiev, Dnipro, Zaporijya ve Çerkassi gibi büyük şehirler ile Zaporijya Nükleer Santrali için ciddi bir tehdit oluşturabilir. Bu tür bir felaket, başkent Kiev’de büyük bir taşkına ve enerji altyapısında ciddi hasara yol açabilir.
Haziran 2023’te Kakhovka Barajı’nda yaşanan benzer bir olay, bu tür bir riskin ne kadar ciddi olabileceğini gösterdi. Olayda, barajın yıkılması sonucu çok sayıda yerleşim yeri sular altında kalmış, yaklaşık 3 bin kişi tahliye edilmişti.
Buna ek olarak, Kursk Nükleer Santrali yakınlarında ABD yapımı HIMARS sisteminden fırlatılan bir misket bombasının bulunması, bölgedeki nükleer tehlikeyi daha da artırdı. Bombanın kontrollü bir şekilde imha edilmesine rağmen, Rusya’nın Kursk bölgesinde yaşanan çatışmalar ve olası nükleer olay riski, uluslararası endişeleri artırıyor.
Bu gelişmeler, bölgedeki sivil nüfusun güvenliği ve enerji altyapısının korunması konusunda acil önlemler alınması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
