Rusya’nın Donbas’taki ilerleyişi ve Ukrayna topraklarının yüzde 27’sinin işgal altında olduğu gerçeği, savaşın acımasız yüzünü gözler önüne seriyor. Cephe hattı Kupyansk’tan Zaporijya’ya kadar uzanırken, Ukrayna halkı, fiziksel ve ruhsal yorgunluğun yanı sıra bombardımanlar ve yaklaşan kışın zorluklarıyla karşı karşıya.
Putin’den “Ön Koşulsuz” Görüşme Teklifi
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İstanbul Anlaşması temelinde “ön koşulsuz” görüşmelere hazır olduklarını açıkladı. Bu açıklama, savaşın bitmesi ihtimalini yeniden gündeme taşıdı. Ancak Rusya’nın Kırım ve Donbas konusundaki tavizsiz tutumu, barış ihtimaline dair ciddi soru işaretleri doğuruyor.
Rusya’nın İlerlemesi ve Ukrayna’nın Zor Durumu
2024 itibarıyla Rusya, önceki yıla oranla altı kat daha fazla Ukrayna toprağı ele geçirdi. Batılı ülkeler tarafından sağlanan HIMARS ve Storm Shadow gibi ileri teknoloji silahlar Ukrayna’nın direnişini desteklese de, asker ve mühimmat eksikliği Kiev’in elini zayıflatıyor.
Kırım Tartışma Dışı
Giresun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göktürk Tüysüzoğlu, Moskova’nın Donbas’taki hâkimiyetini masada bir koz olarak kullandığını ve Kırım’ın statüsünün kesinlikle tartışma dışı olduğunu belirtiyor. İstanbul Anlaşması’nın Putin tarafından yeniden gündeme getirilmesi, Rusya’nın NATO üyesi olmayan bir Ukrayna karşılığında Donbas’a geniş özerklik verilmesi fikrini desteklediğini gösteriyor.
Türkiye’nin Dengeli Rolü
Putin’in İstanbul Anlaşması vurgusu, Türkiye’nin savaş boyunca izlediği dengeli politikaya duyulan olumlu bakışı da yansıtıyor. Prof. Dr. Tüysüzoğlu’na göre, Türkiye’nin hem Ukrayna hem de Rusya ile iletişim kurabilen bir pozisyonda olması, barış arayışlarında önemli bir rol oynuyor.
Barış Umudu Var mı?
Barışa yönelik girişimlerin artmasına rağmen, net bir çözümün kısa vadede mümkün olup olmayacağı belirsizliğini koruyor. Ukrayna, toprak bütünlüğünden ödün vermeyeceğini vurgularken, Rusya ele geçirdiği bölgelerin kalıcı statüsünü garanti altına almaya çalışıyor.
Savaşın uzun vadeli etkileri ve tarafların çıkar çatışmaları, barış ihtimalini gölgede bıraksa da diplomatik çabalar devam ediyor. İstanbul Anlaşması gibi girişimler, çözüme ulaşılabilecek bir yol haritası sunabilir mi, zaman gösterecek.