Hollanda’nın idari başkenti Lahey’deki Barış Sarayı’nda faaliyet gösteren UAD’de, İsrail’in Filistin topraklarını işgal ettiği uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı oturumlar sürüyor.
Oturumlarda Fransa adına konuşan Dışişleri Bakanlığı Hukuk İşleri Direktörü Diégo Colas, ülkesinin 1967 sınırlarına dayalı iki devletli bir çözümü desteklediğini ve barış sürecinin yeniden başlatılması çağrısında bulunduklarını vurguladı.
Colas, İsrail’e yönelik olarak “Sivillere ve yardım görevlilerine yapılan saldırıların önlenmesi, ahlaki bir gereklilik olduğu kadar uluslararası bir yükümlülüktür” diyerek, uluslararası insancıl hukuk ilkelerine uyma çağrısında bulundu.
Fransa’nın İsrail’in işgal ettiği bölgelerdeki yasa dışı yerleşim faaliyetlerine kesinlikle karşı çıktığını belirten Colas, “Fransa, Filistin topraklarının bütünlüğünü korumak için her türlü adımın önemli olduğunu düşünüyor” şeklinde konuştu.
“Yerleşimlerin genişletilmesi, yaşanabilir bir Filistin devletinin kurulmasını zorlaştırıyor” diyen Colas, Fransa’nın yasa dışı yerleşimcilere karşı yaptırım uyguladığını ve AB’nin aynı şekilde hareket etmesi için çaba gösterdiklerini ifade etti.
Colas, uluslararası hukukun işgalin toprak ilhakını meşrulaştırmadığını vurgulayarak “İşgalin uzun sürmesi, ilhak iddialarını haklı çıkarmaz, aksine uluslararası hukuk bu tür ilhakları yasaklar” dedi.
Uluslararası hukukun işgalci gücün bölgenin demografik yapısını değiştirmesini açıkça yasakladığına dikkat çeken Colas, “Fransa, Gazze’deki yerleşimlerin kurulmasını kınıyor ve İsrail’in bu tür eylemlerini önlemesi ve cezalandırması için uluslararası topluma çağrı yapıyor” dedi.
Colas, “Gazze’nin demografik yapısının değiştirilmesi uluslararası hukukun ciddi bir ihlalidir” uyarısında bulundu.
İsrail’in Kudüs’ü tek taraflı olarak başkenti ilan etmesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Colas, “Fransa, hukuk dışı toprak ilhakını tanımıyor” dedi.
Colas, İsrail’in Doğu Kudüs’teki Filistin topraklarını kamulaştırmasının ve oradaki Filistinlilere uyguladığı statünün ihlal olduğunu belirtti.
“Fransa, Kudüs’teki tarihi statükonun korunması gerektiğini düşünüyor” diyen Colas, İsrail’in ihlallerine son vermesi ve zarar görenleri tazmin etmesi gerektiğini ifade etti.
BM Genel Kurulu, UAD’den görüş istemişti
BM Genel Kurulu, UAD’ye, İsrail’in Filistin’deki işgalinin hukuki sonuçları hakkında danışma görüşü talep etmişti.
BM Genel Kurulu’nun Divan’dan talep ettiği sorular şu şekilde:
“1- İsrail’in, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını ihlal etmesinin, işgali sürdürmesinin, Filistin topraklarındaki yerleşim ve ilhak faaliyetlerinin, Kudüs’ün demografik yapısını değiştirmeye yönelik faaliyetlerinin ve ilgili ayrımcı mevzuat ve tedbirlerin hukuki sonuçları nelerdir?
2- İsrail’in, yaptığı uygulamalar işgalin hukuki statüsünü nasıl etkilemektedir ve bu durumun tüm devletler ve Birleşmiş Milletler için doğurduğu hukuki sonuçlar nelerdir?”
Danışma görüşü talebi, 17 Ocak 2023’te BM Genel Sekreteri tarafından UAD’ye iletilirken Divan, BM üyesi devletlerin ve Filistin’in bu sorulara yazılı ve sözlü olarak cevap vermelerine olanak sağladı.
Danışma görüşünün etkisi nedir?
UAD’nin verdiği danışma görüşleri, bağlayıcı olmasa da birçok devlet ve kuruluş tarafından dikkate alınmakta ve verilen görüş doğrultusunda hareket edilmektedir.
Divan’ın, İsrail’in Filistin topraklarında inşa ettiği duvara ilişkin 2004’teki danışma görüşü, birçok devlet ve şirketin duvarın inşasına katkıda bulunmaktan kaçınmasına ve İsrail’e inşaat malzemeleri satmamalarına yol açtı.
Yine UAD’nin 22 Temmuz 2010’daki danışma görüşü, tek taraflı bağımsızlık ilanının uluslararası hukuka aykırı olmadığı yönündeydi ve bu da Kosova’nın bağımsızlığının meşruiyetini artırdı ve tanıyan devlet sayısını artırdı.
UAD’nin işgalin uluslararası hukuka aykır
ılığı yönündeki görüşü, İsrail’e baskı yapılmasını ve ona destek veren ülkelerin tutumlarının gözden geçirilmesini teşvik edebilir.