“Kişisel internet sitesinde yazılar paylaşan bir yazar, Kemal Kılıçdaroğlu için şunları söyledi: “Muhtemelen Türkiye’nin kaçınılmaz olarak erken bir seçime gitmek zorunda kalacağını düşünüyorum. Ancak bu sefer kendi adaylığından vazgeçerek, kazanacak bir adayı desteklemeyi planlıyor.”
Yazar, “Kemal Bey’in umudu erken seçim” başlıklı yazısında, “CHP’nin seçimlerdeki başarısızlığından sonra Kılıçdaroğlu’na yönelik istifa çağrıları artmaya başladı” şeklinde hatırlatmalarda bulundu.
“Kılıçdaroğlu ve yakın çevresi şu anda bu çağrılara kulaklarını tıkamış gibi görünüyor” ifadesine yer veren yazar şöyle devam etti:
Toplumun yüzde 48 gibi büyük bir oranının AK Parti ve Erdoğan’a karşı olduğunu, bu değişimi kendi başarıları olarak görerek değişim taleplerine direnecekleri anlaşılıyor. Değişimi isteyen insanların, kendi partileri söz konusu olduğunda bu kadar direnç göstermeleri anlaşılır bir durum değil. Tek adam rejimini eleştirenlerin, kendi partilerinde başarısız bir tek adam rejiminin devamından yana olmaları da anlaşılır gibi değil. İktidarı liyakatsiz bir yönetimle suçlayanların kendi partilerinde liyakate önem vermemeleri de kabul edilebilir bir durum değil. Kesin olan şu ki, Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olarak kendini başarılı görse ya da gösterse bile son 5 yılda yaşanan tüm olumsuzluklara, felaketlere, ekonomik çöküntüye, göçmen sorununa, depreme rağmen hemen hemen 5 yıl önceki oyuyla seçildiyse, Kemal Bey’in başarısı muhalefeti kendi etrafında toplamayı başarmasıyla ilgili. Bu da onun dehası değil, diğer partilerin çaresizliğinin sonucudur. Ancak CHP Genel Başkanı olarak tam anlamıyla başarısızdır. Genel başkan olduktan sonra katıldığı ilk programda “Başarısız olduğumda istifa edeceğim” sözü vermişti. Ancak bu sözü de pek çok söz gibi boşa çıktı.
“Kemal Kılıçdaroğlu, 2011 seçimlerine ‘taze’ bir genel başkan olarak girdiğinde CHP’nin oy oranı %25,98 ve çıkardığı milletvekili sayısı 135 idi. 12 yıl boyunca, yaşanan birçok olaya rağmen bugün oy oranı, İslamcı partiler dahil olmak üzere partisi içindeki destekle birlikte %25,35. Kalan milletvekili sayısı ise 134” değerlendirmesinde bulunan yazar şunları ekledi:
Kaybedilen seçimlerin sayısı, ona “Artık bırakmalıyım” dedirtmiyor ve kendini vazgeçilmez olarak görüyor. Tek adamlık eleştirisi yaparken, kendi tek adamlığı tartışmaya kapalı. Üstelik Erdoğan başarılı, kendisi ise başarısız. Aynı zamanda Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltukta neden kalma isteğini anlamamak da mümkün değil. Muhtemelen Türkiye’nin kaçınılmaz olarak erken bir seçime gitmek zorunda kalacağını düşünüyor. Ve bu kez kendi adaylığından vazgeçerek, kazanacak bir adayı desteklemeyi planlıyor. Ancak artık bunun için çok geç. Türkçemizin en güzel deyimlerinden biri tam olarak böyle durumlar için söylenir: “Geçti Bor’un pazarı, sür eşeğini Niğde’ye.” Kemal Bey’in yarının dün olmadığını bilmek zorunda olduğu bir durumda.”