Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerine Suriyeli mültecilerin ilgisinin diğer bölge ülkelerinden daha fazla olduğu belirtilmektedir. Bu durum, Türkiye’nin Suriye’ye yakın bir komşu ülke olması ve yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciyi barındırmasıyla açıklanmaktadır. Ayrıca Suriyelilerin seçimlerde farklı tercihlere sahip oldukları ve ayrışmış durumda oldukları ifade edilmektedir.
Suriye Devlet Başkanı Esed’in Türkiye ile ilişkileri ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair tutumu ele alınmaktadır. Rusya ve İran’ın baskısı altında Esed’in Türkiye ile normalleşme adımları atmaya istekli olduğu belirtilmektedir. Ancak Esed’in, muhalif aday Kemal Kılıçdaroğlu üzerine oynadığı ifade edilmektedir.
Ayrıca Türkiye’nin yeni cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye politikalarının nasıl şekilleneceği ve Rusya ve İran’ın baskısının etkisi tartışılmaktadır. Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kürt bölgeleri ve Türkiye’nin terörle mücadele stratejisi de metinde ele alınmaktadır. ABD’nin müttefikleri olan Suriye Demokratik Güçleri ve Erdoğan’ın bu konudaki tutumu da bahsedilmektedir.
Bir diğer bölümünde, Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin ve yerinden edilmişlerin durumu üzerinde durulmaktadır. Mültecilerin Erdoğan’ın zaferini olumlu karşıladığı ve muhalif adayın seçilmesi durumunda geri dönme baskısı ve Şam ile iş birliği endişeleri yaşadıkları ifade edilmektedir. Türk-Arap iş birliği çerçevesinde Suriye’nin kuzeyinde konutlar inşa etme planı da bahsedilmektedir.
Son olarak, Erdoğan’ın zaferinin Suriye’ye ve bölgeye etkileri ele alınmaktadır. Şam ile normalleşme ve Türkiye’nin bölgedeki müdahale politikalarının durması üzerinde durulmaktadır. Suriye’nin bir laboratuvar olarak dönüşümlere, sürprizlere ve anlaşmalara sahne olabileceği ifade edilmektedir.