Mehmet Uçum, yeni anayasa ihtiyacının 1987’den beri tartışıldığını ve 1982 Anayasası’nın 1987’de ilk kez değiştirildiğini, o zamandan bu yana Türkiye’de yeni ve sivil bir anayasa gerekliliğinin sürekli olarak gündemde olduğunu ifade etti. Uçum, son 10 yılda özellikle yeni anayasanın siyasetin ve Meclis’in önemli bir gündemi haline geldiğini vurguladı.
2011 seçimlerinin ardından Meclis’te Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun kurulduğunu, bu komisyonun uzun süre çalıştığını belirten Uçum, Türkiye’nin toplumunun 36 yıldır yeni bir anayasa talebinde bulunduğunu söyledi. Bu talebin nedeninin, 1982 Anayasası’nın toplumun ihtiyaçlarını ve bireylerin ihtiyaçlarını karşılamayan bir anayasa olduğunu ve temel felsefesinin sınırlamalar üzerine kurulu olduğunu ifade etti. Ayrıca, demokratik haklar ve özgürlükler sistematiğinin sınırlama odaklı olduğunu belirtti.
Uçum, yeni anayasanın Cumhuriyet’in ilkelerine ve demokratik birikime dayalı olması gerektiğini vurguladı. Bu ilkeler arasında laiklik, hukuk devleti, sosyal devlet, demokratik devlet, Türkçe dil, milli bir anlayış ve kapsayıcı Türk vatandaşlığı bulunduğunu açıkladı. Ayrıca, yeni anayasanın milli bir anlayışla oluşturulması gerektiğini ve küresel emperyalizme karşı milli devletleri korumanın önemli olduğunu belirtti.
Yeni anayasanın yapım usulünü değerlendiren Uçum, yeni anayasanın Meclis tarafından oluşturulabileceğini ve halkın onayı ile yürürlüğe girmesi gerektiğini ifade etti. Bu sürecin demokratik meşruiyet açısından son derece önemli olduğunu belirtti. Meclis’teki siyasi partilerin iradesinin yeni anayasa yapım sürecini belirleyebileceğini ancak sonuçta halkın onayına sunularak yürürlüğe girmesi gerektiğini söyledi.