Washington’dan gelen açıklamalar, Suriye’deki kırılgan dengelerin her an çatışmaya dönüşebileceğini gözler önüne serdi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde yaptığı konuşmada, Suriye’de topyekun bir iç savaşın “birkaç ay değil, birkaç hafta içinde” patlak verebileceği uyarısında bulundu.
ABD’den Çarpıcı Suriye Uyarısı: İç Savaş Haftalar Uzağımızda
Rubio’nun bu sözleri, bölgeye dair artan kaygıları somutlaştırırken, geçici yönetimin geleceği ve uluslararası toplumun sorumluluğu da yeniden tartışmaya açıldı. ABD Başkanı Donald Trump’ın 13 Mayıs’ta açıkladığı yaptırımların kaldırılması kararı ise bu sürecin en dikkat çeken diplomatik hamlesi oldu.
Rubio, yaptırımların kaldırılmasının temel gerekçesinin “insani yardımların önünün açılması” olduğunu belirtti. “Bölgedeki ülkeler yardım götürmek istiyor ama yaptırımlardan çekindikleri için bunu yapamıyorlar” diyen Rubio, yabancı yatırımcıların da önünün açılabileceğine dikkat çekti.
Suriye’de halihazırda bir geçiş yönetiminin kurulduğunu hatırlatan Rubio, bu yapının halen bazı açılardan zayıf olduğunu vurguladı. FBI onay süreçlerinin tamamlanmadığına işaret ederek, ABD’nin bu geçici hükümetle etkileşime geçmesinin işe yarayabileceğini ancak uzak durmanın kesinlikle fayda sağlamayacağını dile getirdi.
Rubio ayrıca, ülkedeki sosyal dokunun Esad rejimi tarafından bilinçli biçimde parçalandığını savundu. “Suriye’de Kürtlerden Alevilere, Dürzilerden Araplara kadar herkes Esad’ın provokasyonlarına kadar bir arada yaşıyordu. Şimdi ise derin bir güvensizlik hakim,” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı, Suriye’nin yeniden istikrara kavuşmasının yalnızca bu ülkeyi değil, komşusu Lübnan’ı da doğrudan etkileyeceğini, bu iki ülkenin barışa kavuşmasının bölgede “muazzam fırsatlar” yaratabileceğini belirtti.
Washington’un son açıklamaları, Avrupa Birliği’nin de Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırma kararı aldığı bir döneme denk geliyor. Hem ABD hem AB cephesinde atılan bu adımlar, uluslararası arenada Suriye ile yeniden bağ kurma ve geçiş sürecini destekleme yönünde ortak bir eğilimin doğduğuna işaret ediyor. Ancak gözler hâlâ Şam yönetiminin ve geçiş hükümetinin atacağı somut adımlarda olacak.