BM raportörleri Alexandra Xanthaki, Farida Shaheed, Clement Nyaletsossi Voule ve Irene Khan imzasıyla yayımlanan bir açıklamada, İsrail-Filistin çatışmasıyla ilgili olarak dünya genelinde İsrail ile Filistin arasındaki çatışmanın mağdurlarına açıkça dayanışma içinde olanlara yönelik saldırı ve suçlama endişesine dikkat çekti.
Açıklamada, Gazze’deki şiddetin ve saldırıların sona ermesi, insani ateşkes çağrıları veya İsrail hükümetinin politikalarına yönelik eleştirilerin terörizm veya antisemitizmle yanıltıcı bir şekilde ilişkilendirildiği ve bu durumun ifade özgürlüğünü bastırarak korku atmosferi oluşturduğu belirtildi.
İsrailli ve Filistinliler arasında eşitsiz bir dil kullanıldığı itiraf edilirken, İsrail’i destekleyen veya acılarını paylaşanlara yönelik artan antisemitizm ve hoşgörüsüzlük konusunda endişe ifade edildi. Ayrıca, bu durumun ılımlı görüşlere alan bırakmadığı ve ifade özgürlüğünü sınırladığı vurgulandı.
Açıklamada, İsrail ve Batılı ülkelerde İsrail’in Filistin topraklarındaki saldırılarını eleştiren gazetecilere yönelik tehdit ve ayrımcılığın arttığına dikkat çekilirken, bu durumun basın özgürlüğü ve bilgi alma hakkını olumsuz etkilediği ifade edildi. Filistin yanlısı protestoların suç sayılması ve yasaklanması eğilimi de endişe yaratıyor.
Açıklamada, bu tür eylemlerin sadece protesto hakkını değil, aynı zamanda demokrasiye ve barış inşa çabalarına zarar verdiği ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 21. maddesini ihlal ettiği belirtildi. BM özel raportörleri, BM İnsan Hakları Konseyi’nin bağımsız bilgi toplama ve izleme mekanizmaları olarak görev yapıyor.