Türkiye’nin savunma sanayiinde en önemli çıktılarından biri, hiç şüphesiz yerli ve milli insansız hava araçlarıdır. Bugün geldiğimiz noktada Türk SİHA’ları ve gelence KAAN olmak üzere, 30’un üzerinde ülkede son derece kritik görevler üstlenmektedir.
Bu platformların en kritik sistemlerinden biri ise üzerlerindeki elektro-optik keşif, gözetleme ve hedefleme sistemleridir. Özellikle Suriye’deki terör bölgelerine yönelik askeri harekatların ardından yaşanan ambargo süreci, Türkiye’nin bu alandaki dışa bağımlılıktan kurtulma çabalarını hızlandırmıştır.
ASELSAN imzalı sistemler, zaman içinde gösterdikleri performansı giderek artırmışlardır. Sonuç olarak, Türkiye’nin en önemli iki SİHA üreticisi olan Baykar ve TUSAŞ platformları, bu sistemleri başarılı bir şekilde denemeye ve kullanmaya başlamışlardır. Hatta yurt dışına ihraç edilen bazı platformlarda da Türkiye üretimi kameralar kullanılmıştır.
Geçtiğimiz günlerde Saros Körfezi’nde gerçekleştirilen bir test, ASELFLIR-500’e ev sahipliği yapmıştır. Akıncı TİHA üzerine monte edilen ASELFLIR-500, hareketli bir deniz hedefini milli mühimmatla başarıyla vurmayı başarmıştır. Bu testte öne çıkan noktalardan biri, ASELFLIR-500’ün ortaya koyduğu performanstır.
Savunma Sanayii Uzmanı Kadir Doğan’a göre, Türkiye’nin optik görüntüleme sistemleri alanında uzun süredir önemli çalışmalar yaptığına işaret etmektedir. Bu başarı, hem temel bilimlerde hem de elektronik ve mekanik alanlarda derinlemesine çalışmalar gerektirdiği için önemlidir. Aynı zamanda, dünyada bu kadar kritik bir teknolojiyi başarıyla uygulayabilen çok az sayıda ülkenin bulunduğunu vurgulamaktadır.
ASELFLIR-500’ün başarılı performansı, Türkiye’nin optik görüntüleme sistemleri alanında önemli bir teknolojik kabiliyete sahip olduğunu göstermektedir. Bu başarı, ilerleyen süreçte daha büyük sistemlerin geliştirilmesine ve farklı platformlara entegre edilmesine olanak tanıyacaktır.
Kadir Doğan’a göre, ASELFLIR-500’ün geliştirilmesi sadece SİHA’lar için değil, aynı zamanda diğer platformlar için de önemlidir. Bu sistemler, KAAN gibi farklı platformlar için de önemli bir kazanım olabilir. Ayrıca, bu teknolojinin farklı ihtiyaçlar için kullanılan sistemlerin geliştirilmesine olanak tanıyacağını belirtmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin optik görüntüleme sistemleri alanındaki başarısı, sadece milli savunma ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayacak, aynı zamanda ihracat potansiyeli de yüksek olan ürünlerin geliştirilmesine olanak sağlayacaktır. Ancak, bu ürünlerin öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılması gerekmektedir çünkü bu geri dönüşler, ürünlerin daha da geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.