Yargı Reformu Stratejisi ve İnsan Hakları Eylem Planı Toplantısı’nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Libya tezkeresi Türkiye için önemli, özellikle Doğu Akdeniz’deki haklarımız açısından kritik bir öneme sahip. AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin oylarıyla Libya tezkeresi kabul edildi. Ancak, Cumhuriyet Halk Partisi ve HDP’nin maalesef her zamanki gibi ret oyu kullandığını görüyoruz. Yani, Cumhuriyet Halk Partisi’nin lideri ve yönetimi değişse de politikalarında bir değişiklik olmadığını gözlemliyoruz” dedi.
Adalet Bakanı Tunç, İstanbul’da düzenlenen Yargı Reformu Stratejisi ve İnsan Hakları Eylem Planı Toplantısı’na katıldıktan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bakan Tunç, Gazze’deki ateşkesin sona erdirilmesi, Türk Tabipler Birliği Başkanının görevden alınması ve Libya Tezkeresinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilmesi konularını değerlendirdi.
Tunç, “7 Ekim’den bu yana İsrail’in saldırıları sonucunda 15 bin civarında Filistinli kardeşimiz şehit oldu. Bu saldırıların yüzde 70’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Orada bir savaş suçu işleniyor ve adeta bir soykırım gerçekleşiyor. Dünya, bu zulme karşı duyarsız kalıyor. Türkiye olarak bu konuda sesimizi yükseltmeye devam ediyoruz. Cumhurbaşkanımız, dünya liderleriyle yoğun diplomasi çabaları gösteriyor. Ancak, uluslararası sistem bu konuda yetersiz ve duyarsız kalıyor. Bu durum, uluslararası hukukun ve insan haklarının ayaklar altına alındığını gösteriyor. Bu konuda Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail’e verdiği destek de endişe verici. İsrail, uluslararası ceza mahkemesinde hesap verecektir” şeklinde konuştu.
Libya Tezkeresi’ni değerlendiren Tunç, “Libya tezkeresi Türkiye için önemli, özellikle Doğu Akdeniz’deki haklarımız açısından önemli. AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin oylarıyla Libya tezkeresi kabul edildi. Ancak, Cumhuriyet Halk Partisi ve HDP’nin maalesef her zaman olduğu gibi ret oyu kullandığını görüyoruz. Yani, Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanının ve yönetiminin değişse de politikalarının değişmediğini görüyoruz. Bu durum, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Doğu Akdeniz’deki haklarımıza duyarsız olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
“Türk Tabipler Birliği Başkanı’nın görevden alınması konusu ise yargısal bir süreçtir” diyen Tunç, “Türk askerinin terörle mücadelede kimyasal silah kullandığına dair yapılan bir iddia vardı. Bu iddia kabul edilemezdi ve Türk ordusunun böyle bir şey yapması mümkün değildi. Bu durum, terörle mücadeleyi zaafa uğratma ve Türkiye’yi dünya kamuoyuna farklı bir şekilde anlatma çabasıydı. Türk Tabipler Birliği Başkanı hakkında soruşturma başlatıldı ve dava açıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Tabipler Birliği’nin kendi kanunlarına aykırı bir tutum sergilediğine dair bir dava açtı. Ankara 31. Asli Hukuk Mahkemesi de bu konuda karar verdi. Ancak, bu karar istinaf sürecine tabi olabilir. Yargısal süreç devam ediyor ve ilerleyen süreçleri takip edeceğiz” açıklamasında bulundu.